9 Mart 2009 Pazartesi

Hacettepe-Beşiktaş Maçı: Oradaydım...


Beşiktaş'ın Ankara takımları ile oynadığı maçları sabırsızlıkla bekliyorum.Kimi zaman çekirdek çintleyerek,maçı tahlil ederek,kimi zaman kale arkasında avazım çıktığı kadar bağırarak izliyorum...İkisinin de tadı bambaşka benim için.Maraton ya da kapalıda maçı izlediğim zaman oyunun teknik ve taktik yönünü daha iyi kavrayabiliyor,sahayı daha iyi gözlemliyebiliyorum.Kale arkasına geçtiğimde ise maçın çoğu bölümünü kaçırdığım oluyor.Sonuçta takımımın kazanması için bağırıyorum ve takımımı destekliyorum.Yanımda hiç tanımdağım bir yüz - ve bir daha göremeyeceğim- omuzuna elimi atmışım ve zıplıyoruz.Maraton'u tezahüratlarımıza dahil ediyoruz.Bazen de Kapalı tribünü canlı tutmak için çalışıyoruz...Hepsinden önemlisi eğleniyoruz...
Maçta atılan 5 golün 3ü önümüzde olduğundan şanslıyız.Diğer 2 golün gol olduğunu ise oyuncular sevinmeye başladıktan sonra anlayailecek uzaklıktayız kaleye.Maçta Fabian Ernst çok iyi oynadı.Sahada basmadık yer bırakmadı, bir topu direkten döndü,pasları olumluydu,oyunu iyi yönlendirdi...Özellikle izlemek istediğim ve çok beğendiğim Zapo ise beni ilk yarım saatte şaşırttı.Ondan beklediğim oyunu geç de olsa sergiledi.Tello,Nobre,Bobo arı gibiydi.Özellikle Bobo 1 gol 1 asist ile takımını galibiyete taşıdı...Maçta Gökhan Zan'ın olmaması,Serdar Özkan'ın oyuna girmemesi ve Nobre'nin süpriz bir şekilde kadroda olması beni çok sevindiren olaylar arasındaydı...
Gelelim haftanın diğer olaylarına...
Çok değil bundan 3-5 sene önce, her sene gittiğimiz Foça sahillerinde benimle yaşıt bir gençle tanıştım: Umut Sözen.1990 doğumlu bu genç daha o zamanlar Altay'ın Yıldız takımında oynuyor ve Milli Takım seçmelerine katılıyordu.Hemen her gün sahil kenarında minyatür kalelerde maç yapardık.Tekniği ve oyun zekası yaşıtlarından kat kat üstün olan bu çocuğun gelecek vaad ettiği açıktı.Daha iyi yerlere gelebilecek yeteneğe sahip olduğunu fırsat verilirse gösterecektir.Gel gelelim 2 sezon önce Ankaraspor'a Aykut Kocaman zamanında, yetiştirme bedeli karşılığında Altay'dan koparılan bu genç şimdiye kadar Süper Lig'de sadece 5 dk forma giyebilmişti.Sivasspor maçında oyuna girdi ve golünü attı.Hala arkadaşım olan Umut'u 2 kere tebrik ediyorum.
1- Golü ve güzel oyunu için.
2- İkinci Fatih Terim vakası ,artist Bülent Uygun'u bu hallere soktuğu için.

Bülent Uygun'un bu hareketlerini gördükten sonra aklıma bir soru geldi.Hani her kırılan koltuk,sahaya atılan her madde ve her küfürlü tezahürat sonrası kapanan stadlar, verilen para cezalarını normal ve haklı görüyoruz ya...Bir antrenörün kulübeyi bu şekilde tekmelemesinin bir cezası yok mu?Hakemlerle kavga edercesine bağıran ve ardından ağız hareketlerine bakıldığında küfür eden bir adam ,Türkiye'nin en iyi hocalarından biri gösteriliyor.Tıpkı Emre Belözoğlu'nun Milli Takımın beyni olması gibi...Eğer Bülent Uygun Türkiye'nin en iyi antrenörlerinden biriyse, Türkiye'de futboldan söz etmek mümkün değil...
Ve bu adamlar tribüne kol işareti yapar,rakibe tekme atar,rakibine senin kafanı koparacağım işareti yapar,hakemlerle böyle bir üslupla konuşur, kulübeyi tekmeler,küfrederlerse taraftarların en ufak hatada hakeme küfür etmesi,koltukları kırması normal karşılanabilir.Hatta ve hatta aldıkları cezaya bile tepki göstermeleri normal.Çünkü bu büyük! adamlar yaptığı hareketlerden ceza almıyorlar ve her geçen gün şiddetini artıyorlar bu hareketlerinin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder