15 Mart 2010 Pazartesi

Mübarek Messi misin? İbrahim Kaş mısın?


Beşiktaş, Denizli deplasmanında sadece kazandı. Bu futbolla kazanmayı her şey gören ve çok şey sananlara bu galibiyet hayırlı uğurlu olsun. Mustafa Denizli'nin sahaya sürdüğü yeteneği sınırlı,oynamaya değil,oynatmamaya yönelik oyuncu kadrosundan fazlasını beklemek de saflık olur zaten.Kişiliksiz,korkak ve oyun sistemini sadece gol yememek üzerine kuran,üstelik de bunu Mustafa Hocayla ligin sıradan takımlarına hatta bizce düşmesi kesin Denizlispor'a karşı oynatan bir futbol kafasının nesini sorgulamak gerekir ki...Bu ülkede futbol alimleri hep söyler: Lig başında takımlarımızdan iyi futbol beklemiyoruz çünkü lig uzun soluklu bir dönem...Yazın sıcağı,futbolcuların tatili,yeni transferlerin uyumu, rehavet falan filan...Eee ligin ortalarında, saha şartları, araya yağmur, çamur, kar, tipi, boran, fırtına girer bu dönemde de iyi futbol beklenilmez...Ligin sonu gelir şampiyonluk derler,stres derler,iyi futbol beklemek gerekmez önemli olan 3 puan derler...Eeee Peki biz bu ülkede ne zaman iyi futbol göreceğiz söyleseler de o zaman takılsak futbol denilen şu garip oyuna...
İçimiz dışımız 3 puan olmuş,oyunun güzelliğini,seyir zevkini,görsel güzelliğini çoktandır unutmuşuz. Bizimkisi de olmayacak bir dua galiba...Olsun biz yine de umutluyuz ve Amin diyelim. Değinmeden geçemeyeceğim bir diğer husus da şu: Bugünkü maçta ilk 11 de sahaya çıkan bir İbrahim Kaş vakası var.Sözüm ona altyapıdan yetişmiş,Beşiktaş'ın öz evladı imiş...(Öyle diyor birileri ne demekse) Sonra bedelsiz İspanya'ya gitmiş ve Çuvalla para verilerek geri alınmış bu sözüm ona öz evlat......Kim niye aldırdı ve neden alındı bilemem ama bu Beşiktaş'ın bu İbrahim Kaş'a zerre ihtiyacı falan yok. Bu futbolcunun daha önce oynadığı maçları da göz önüne aldığımızda bu takımın formasını giymesi bir mucize...Evet ama gel gör ki bu futbol dahisinin özellikle maçın 75 ve 86. dakikalarda yaptığı iki hareketi gördükten sonra öz evlat hançeri göğsümüze göğsümüze batırıyor da gıkımız çıkmıyor. Bahsettiğim pozisyonlar kalemizden uzakta, orta saha civarında olan pozisyonlar.Gel gör ki bir futbolcu çok rahat bir durumda iken ve boşta olan sağda solda arkadaşları varken varyeteye kaçıyorsa ve bu futbolcuda İbrahim Kaş gibi bir topçuysa bırakın o formayı ona giydirmeyi takım otobüsüne almam ben o adamı...Hani bilmesek ve görmesek sahada mübarek İbrahim Kaş değil de Messi var sanacağız... İbrahim Kaş gibi bir futbol dahisi ve yeteneği buralarda heder oluyor.İspanya'ya dön İbrahim sakın bir daha da gelme olur mu ? Olmaz tek gitmem ben diyorsan diğer öz evlat Serdar Özkan'ı da verelim.Yine olmaz dersen Batuhan'ı da al götür.Aslında sorun asla bu futbolcularda değil, bakmayın siz onlara bunları yazdıklarımıza...Bu alt yapı denilen şey ne ise onu yönetenleredir eleştirimiz...Sadece yeteneği geliştirmek değildir altyapı hocalarının görevi biraz da kişilikli ve sağlıklı kafalara sahip futbolcular yetiştirmektir.İbrahim Kaş'ların,Serdar Özkan'ların, Batuhanların Beşiktaş altyapısından çıkması ve bu kafaları taşıması çözülemeyecek bir sorun asla değildir.Ama burası Türkiye ve bu tür futbolcuları yetiştirenlerinde yetiştirilmeye ihtiyacı var ve onlarında kafaları sağlıksız ve hasta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder