Beşiktaş, Mustafa Hoca tarafından doğru kadroyla sahaya sürülemediği için doğal olarak ta iyi oynayamıyor. Sonuca bakıp ta günü kurtardık diye kimse başta Mustafa Hoca sevinmesin sakın.
Her hafta değişik bir kadro, ya çok temkinli ya çok deli danalar gibi saldırmaya çalışan bir oyun anlayışı, birbiriyle çelişen bir oyun kurgusu. Takımın belirgin bir sistemi yok.İdeal bir kadro oluşturulamıyor. Mustafa Hoca bir şeyi sakın unutmasın. O sıradan bir takımı değil sahaya formasını koysa, ya da bütün maçlarına teknik adamsız çıksa ilk dörde girecek Beşiktaş'ın teknik adamı.
Öyle bir saha içi kurgusu var ki Beşiktaş'ın, anlayan beri gelsin. Mustafa Hoca dahil kimsenin anlayabileceği bir şey değil.Takım ya hücum bölgesinde ya defans çizgisi üzerinde oynuyor. Günümüz futbolunun en önemli bölgesi olan orta saha hemen her maç pas geçiliyor. Bugünkü maçta koca orta saha kanar adamlar hariç(Tello ve Ekrem)sadece Ernst'e teslim edilmiş. Bu dışardan çok açık bir biçimde görülebilirken, Denizli'nin bunu görememesi nasıl açıklanabilir ki? Beşiktaş takımında şu gün itibarıyla çok açık ve net olan bir gerçek vardır: Takım ileride Bobo ve Nobre'yi birlikte kullanmadan ve orta sahada Ernst'in partneri, Uğur ya da Cisse olmadan bu takım bu yıl şampiyon olamaz....
Mustafa Denizli eğer ileride Nobre ve Bobo'yu birlikte kullanacaksa onların gerisinde oynaması gereken futbolcu Delgado ya da Yusuf Şimşek olmamalıdır diye düşünüyoruz. Bu kendi elinle koca orta sahanın rakibe teslim edilmesinden başka bir sonuç vermez. Eğer bu gün İstanbul Belediye forvetleri biraz becerikli olsa ya da kalecimiz Hakan gününde olmasa Mustafa Hoca ne söyleyecekti ki çok merak ediyorum.? Bıraksın bu Delgado sevdasını...Takımın orasıyla burasıyla oynamayı kesmeli Mustafa Denizli...Bu ne biçim egoymuş, bu ne kendini ispat etme çabasıdır, bu ne kompleksmiş be...Ya çok korkak ya çok cesur... Ortası yok mu bunun Hoca ?
Bu ülkede biraz palazlanan, az da olsa standart üstü, şansına başarıyı yakalamış, tesadüfen elde edilmiş başarılar ve onları zorla kahraman yapan bileşenler ve onların yarattığı büyük insanlar !!! hep korkutur bizi. Her gün kendini yeniden ispat etme düşünceleri, farklı işler yapma işgüzarlıkları ve her seferinde şapkadan tavşan çıkartma sevdaları onların en büyük düşmanlarıdır aslında...
Her hafta değişik bir kadro, ya çok temkinli ya çok deli danalar gibi saldırmaya çalışan bir oyun anlayışı, birbiriyle çelişen bir oyun kurgusu. Takımın belirgin bir sistemi yok.İdeal bir kadro oluşturulamıyor. Mustafa Hoca bir şeyi sakın unutmasın. O sıradan bir takımı değil sahaya formasını koysa, ya da bütün maçlarına teknik adamsız çıksa ilk dörde girecek Beşiktaş'ın teknik adamı.
Öyle bir saha içi kurgusu var ki Beşiktaş'ın, anlayan beri gelsin. Mustafa Hoca dahil kimsenin anlayabileceği bir şey değil.Takım ya hücum bölgesinde ya defans çizgisi üzerinde oynuyor. Günümüz futbolunun en önemli bölgesi olan orta saha hemen her maç pas geçiliyor. Bugünkü maçta koca orta saha kanar adamlar hariç(Tello ve Ekrem)sadece Ernst'e teslim edilmiş. Bu dışardan çok açık bir biçimde görülebilirken, Denizli'nin bunu görememesi nasıl açıklanabilir ki? Beşiktaş takımında şu gün itibarıyla çok açık ve net olan bir gerçek vardır: Takım ileride Bobo ve Nobre'yi birlikte kullanmadan ve orta sahada Ernst'in partneri, Uğur ya da Cisse olmadan bu takım bu yıl şampiyon olamaz....
Mustafa Denizli eğer ileride Nobre ve Bobo'yu birlikte kullanacaksa onların gerisinde oynaması gereken futbolcu Delgado ya da Yusuf Şimşek olmamalıdır diye düşünüyoruz. Bu kendi elinle koca orta sahanın rakibe teslim edilmesinden başka bir sonuç vermez. Eğer bu gün İstanbul Belediye forvetleri biraz becerikli olsa ya da kalecimiz Hakan gününde olmasa Mustafa Hoca ne söyleyecekti ki çok merak ediyorum.? Bıraksın bu Delgado sevdasını...Takımın orasıyla burasıyla oynamayı kesmeli Mustafa Denizli...Bu ne biçim egoymuş, bu ne kendini ispat etme çabasıdır, bu ne kompleksmiş be...Ya çok korkak ya çok cesur... Ortası yok mu bunun Hoca ?
Bu ülkede biraz palazlanan, az da olsa standart üstü, şansına başarıyı yakalamış, tesadüfen elde edilmiş başarılar ve onları zorla kahraman yapan bileşenler ve onların yarattığı büyük insanlar !!! hep korkutur bizi. Her gün kendini yeniden ispat etme düşünceleri, farklı işler yapma işgüzarlıkları ve her seferinde şapkadan tavşan çıkartma sevdaları onların en büyük düşmanlarıdır aslında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder